Uranüs ve Neptün gibi gezegenlerde bulunmuş olduğu kabul edilen ancak bizim gezegenimizdeki doğal şartlarda bulunmayan suyun özel bir hali var. Süper iyonik buz (veya süper iyonik su) adı verilen bu yapı, aynı anda hem buz bununla beraber su özelliği gösteriyor.
Teorik olarak 1988’de ortaya çıkarılan bu özel yapı, daha sonraki çalışmalar ile ispatlanmaya çalışıldı. Meydana getirilen son çalışmalardan birinde, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı(LLNL)’ndan araştırmacılar suyu devasa lazerler kullanarak dondurdu. Donma işlemi esnasında su süper iyonik faza geçti ve X-ışını ile meydana getirilen gözlemler, atomik yapıdaki farklılaşmanın tarihte ilk defa gözlemlenmesini sağladı.
Dr. Marius Millot araştırmayı yöneten isim oldu. Dr. Millot, iki yıl süresince deneyler yaptıklarını, neticeları çözümleme ettiklerini ve süreç sonucunda elde ettikleri veriler yardımıyla yeni bilgiler edindiklerini söyledi. Deneylerle beraber süper iyonik davranış yalnız teoride veya simülasyonlarda değil pratikte de gözlemlenmiş oldu.
Millot ve ekibi daha önceki çalışmalarında yalnızca makroskopik gözlemler yaptıklarını ve iç enerji ile ısı şeklinde verileri inceleyebildiklerini, bundan dolayı de bu yeni gözlem düzeneğini oluşturduklarını açıkladı.
Lazerli şok sıkıştırma adı verilen tekniği kullanan araştırmacılar böylece bir tek süper iyonik buz teorisini ispatlamakla kalmadı, ,Neptün ve Uranüs gibi gezegenlerin yapısına yönelik teorileri de doğrulamış oldu.
Süper iyonik buzda su molekülleri değil oksijen atomları katı hale geliyor. Bu atomlar artı ya da eksi yüklü olabiliyor. Oksijen iyonlarının çevreında ise hidrojen atomları dönüyor. Bu hale geçmesi için su çok yüksek miktarda ısı ve basınca maruz kalmak durumunda. Araştırma ekibinin yaptığı çalışmada iki elmasın arasına yerleştirilen buz parçasının sıcaklığı 5000 dereceye kadar çıkarıldı. Açık hava basıncı da düzgüsel şartların iki katı hale getirildi.
Araştırmacıların bir sonraki aşamadaki hedegi ise iyonik buzdaki oksijen kristallerinin yapısını ortaya çıkarmak olacak.
