Bilim insanları, insan çığlığının gizemini çözmek için bir araştırma gerçekleştirmiş oldu. Emory Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanoğluı, farklı insan seslerine ve çığlıklarına doğal olarak tuttular. Toplamda 181 katılımcıya, 75 ses dinletildi. Geniş akustik aralıktaki ve bir takım duygusal bağlamdaki seslerin dinletildiği katılımcılara, dinledikleri sesin çığlık olup olmadığı soruldu.
Araştırmacılar, sesin neye göre daha çok çığlığa benzediğini belirlemek için sesleri 28 akustik parametreyle çözümleme etti. Araştırmacıların dikkate aldıkları parametreler içinde perde, ses tınısı, süreklilik, frekans aralığı ve sertlik bulunuyordu.
Araştırmacı Jay W Schwartz, “Sert sesler haşin, rahatsız edici, pürüzlü veya uğultulu olarak algılanıyor. Meydana getirilen bazı son araştırmalar sertliğin, çığlığın niteliğini belirleyebildiğini gösteriyor. Bizim hedeflerimizden bir tanesi de bu fikri değerlendirmekti” diyor.
Meydana gelen deneyden sonrasında araştırmacılar, belirli akustik aralıklardaki seslerin çığlık olarak sınıflandırıldığını keşfetti. Sadece ilginç bir biçimde deneye katılanlardan bir fert, çığlık olmayan bir sesi, bir ıslığı çığlık olarak belirledi.
Schwartz, ıslığın akustik aralığını incelediklerinde bunun mantığa oturabildiğini söylemiş oldu. Araştırmacılar yapmış oldukları araştırmalarda ıslığın da perde aralığına gore çığlıkla bağlantılı olabileceğini buldular.
Bunlara ek olarak çığlıklar, çeşitli duygusal bağlamlarla da sınıflandırıldı. Schwartz, “Bazıları vehamet vericiydi, ötekiler ise kızgın, şaşırmış ve hatta heyecanlanmış. Neredeyse diğer tüm türlerde çığlık, bir yırtıcının ya da rakibin ataksını belli eden durumlar için sınıflandırılmıştır” ifadelerini kullandı.
Schwartz’un ekip arkadaşlarından Harold Gouzoules, fonksiyonel MRI kullanarak, çığlık atıldığı sırada beyinde nelerin gerçekleştiğini inceleyeceklerini söylemiş oldu. Gouzoules ek olarak insan sağlığı uygulamaları araştırmaları mevzusunda da önemli bir potansiyel taşımış olduğunı söylemiş oldu.
